Delikanlı olduk da sevdalandık. Köyümün en güzeline vuruldum. Gözleri deniz mavisi saçları altın sarısı konuşması billur misali bir gören tekrar bakmak isterdi. Onun kalbinde de ben varmışım lâkin ne hazin, benim cebimde beş param yoktu. Düşündüm taşındım, gittim İş ve İşçi Bulma Kurumuna yazıldım. Formu doldururken. “Ne iş yaparsınız, mesleğiniz nedir?” bölümüne, “Yurt içinde ve yurt dışında ne iş olursa yaparım.” diye yazdım. İş bulup para kazanıp sevdalıma kavuşma hayalleri kurarken yolum Avusturya’nın Viyana şehrine düştü. Merzifonlu Karamustafa Paşa kuşatmıştı bu şehri. Tekin değildir burası diye düşünürken felek yüzüme güldü, kaldığım otele bir firmadan davetiye geldi, gittim, işe başladım. Hayatım düzene girdi, cebim para gördü. İyi para kazandım, biriktirdim. Hem anama, para gönderiyor, hem kendi ihtiyaçlarımı fazlasıyla karşılayabiliyordum. On sene böyle geçtikten sonra bir gün birden bire felek yüzüme surat astı, işler kötü gitmeye başladı. Çalıştığım firma battı, birçok işçiyle beraber benim de çıkışımı verdiler.

Benzer Kitaplar