İnsanın en uzun yolculuğu, kendi iç yolculuğudur. Mevlânâ ve Mesnevîsi, böyle bir manevî arayışı olan gönüllere sunulmuş ilâhî bir armağandır. Bu dünya gurbetinin bağrı yanmış ve dudağı çatlamış yolcuları, susuzluklarını o irfan çeşmesinde kandırır, gönüllerini o cennet esintileriyle serinletirler. Mevlânâ ve büyük bir insanlık panoraması olan Mesnevî’yi tanımak, kendi kendimizi tanımak, kendi iç portremize ayna tutmaktır. O parlak ayna 7 asırdır, 7 kıtada elden ele dolaşıyor ve bizi bu uzun ve mukaddes yolculuğa çağırıyor. O halde sevgili okuyucu, biz de bu çağlar üstü sese kulak verelim. O konuşsun biz dinleyelim.