Bir metne yaklaşırken ancak geçmişte edindiğimiz bilgilerle hareket edebiliriz. Metnin yazılmış olduğu dilin bilgisi anlama konusunda ilk adımı oluşturursa da bu yeterli olmaz. Dilin yazıda beliren gölgesi zaman içinde giderek anlamını yitirir, sözcükler, deyimler, deyişler ya anlamsızlaşırlar ya da yazıldıklarına yabancı anlamları akla getirmeye başlarlar. Altta yatan anlama sürekli kaygan bir zemin oluştururlar. Sözcüklere kendi deneyimimizden gelen anlamları yükleyerek okudukça donuk yazıyı dönüştürürüz. Yazıda donuklaşan, katılaşan anlamı kendi düşüncemize göre eğip bükeriz. Biraz da yazıda saklanan anlamın kaderidir bu. Eski Türk Edebiyatı Çalışmaları dizisinin dokuzuncusu kitabı olan Metnin Hâlleri: Osmanlı’da Telif, Tercüme ve Şerh‘inde makaleler, eski metinlerdeki köhne sözcüklerin ardında kımıldaşan anlamı telîf, tercüme ve şerh kavramlarına odaklanarak nasıl keşfedeceğimiz ve keşfettiğimizin bizi nereye götürebileceği hususunda birer ipucu sunmayı amaçlamaktadır. Kitap, telîf, tercüme ve şerh konusuyla ilgili sunulmuş on iki bildiriden ve yine ilgili üç makalenin tercümesinden oluşmaktadır.

Benzer Kitaplar