Siyaset yapmanın iki yolu vardır: Ya siyaset ‘için’ yaşanır ya da siyasetin ‘sırtından’ yaşanır.Siyaset için yaşayan kişi onu terimin en geniş anlamında ‘yaşamın amacı’ durumuna getirir; çünkü hem iktidarı elde bulundurmakta bir doyum yolu bulur hem de bu etkinlik ona ruhsal dinginliğini bulmak ve yaşamına anlam kazandıran bir ‘ideal’e hizmet ederek kişisel değerini ortaya koymak olanağı sağlar. Siyaset mesleği elbette en önce güçlülük duygusu verir. Başka insanlarda etki uyandırmanın bilinci, iktidarı yaşamak duygusu ve özellikle de tarihin önemli bir gücünü ellerinde tutanlar arasında bulunmak, meslekten siyaset adamını, hatta ikincil bir yerde bulunan kişiyi gündelik yaşamın sıradanlığından kurtarabilir. Kendi açısından baktığında dünyayı sunduğu şeylere değmeyecek kadar ahmak ve sefil bulsa da yıkılmayacağına inanan, bununla birlikte ‘gene de’ diyebilen kişi ama yalnız bu kişi siyaseti meslek olarak seçebilir.