Yıl 1954... Bitirdiğimde, değil en iyi filmi çekmek, o güne kadar ülkemde üretilmiş en berbat filmi yapmış olduğumun ayırdına vardım. Filme devam edemeyeceğimi anlamıştım... Düşman Âşıklar filmi sinemalarda da çok kötü iş yaptı, hiçbir ticari başarı sağlamadı ve yalnızca hatırladıkça utandığım kötü bir deneyim olarak yer aldı meslek yaşantımın içinde. Yıl 1992 ... 1993 yazında katıldığımız Adana Altın Koza’da bütün ödülleri sildik süpürdük. Fransa’da sanat değeri olan filmleri dağıtan firmalardan biri bizimle ilişki kurdu ve Zıkkımın Kökü bir seçiciler kuruldan geçerek, Fransız devletinin desteğiyle orada dağıtıma girdi. Özel olarak Cannes festivalinde gösterildi. Fransa’nın önemli sinema dergileri ve ciddi gazetelerinde çok olumlu eleştiriler yayınlandı. Okuduğumda çok sevinmiştim. Hatta bir gazete, çocuklarınızı Amerikan filmlerine götüreceğinize bu filme götürün diye yazmıştı. Bir yönetmenin filmlerine dair gerçekleri ve yaşadıklarını tüm çıplaklığı ve içtenliğiyle sunması pek sık rastlanan bir şey değildir. Türk sineması denince akla gelen isimlerden biri olan Memduh Ün sizleri sinemanın gerçek dünyasına davet ediyor. Üstelik karşınıza pek sık çıkmayan bir fırsatla, montajlanıp kurgulanmamış en yalın ve en gerçek haliyle. İşte onu yaratan isimlerden birinin gözünden Yeşilçam’ın asıl hali ...