Ehmedê Xanî, Hovsep Abgarovich Orbeli’ye göre Firdevsi ve Shota Rostaveli ile birlikte Doğu’nun üç büyük şairinden biridir (1651-1707). Divandan çocuk kitaplarına, iman akidesinden astronomiye kadar pek çok alanda eserler vermiş bir büyük isim. Aşkla anlattığı aşk hikâyesine kendi aşk deneyimini katan bir âşık. Kendi metninin içinde heyecanla dolaşan bir “ikinci yazar!” Fransız Devrimi’nden çok önce ulusal bilince sahip bir “kavram öncesi düşünür.” Elinizdeki mesneviyi âdet olduğu üzere Tevrat, Kur’an ya da Arap, Hint, İran ve Yunan kıssalarının değil, binlerce yıllık Kürt destanı “Memê Alan”ın üzerine kuran bir edebiyatçı. Kürt şiirini kendi etrafında toplayıp kendisinden sonra gelen kuşaklara aktaran bir kurucu özne. Ve elyazması nüshalar, yeni baskılar farklı alfabeler ve şerhlerle onlarca defa basılmış Mem û Zîn, yani Mem ile Zîn. Almanca, Arapça, Ermenice, Farsça, Fransızca, Hollandaca, İngilizce, İsveççe, Rumence, Rusça, Türkçe gibi dillere çevrilmiş, sinema filmi ve dizi film olarak çekilmiş, defalarca sahneye uyarlanmış bir aşk ve erdem anlatısı. Zamanda yankılanan sesiyle Xanî’nin Kürt ve dünya edebiyatının şaheserlerinden sayılan Mem û Zîn’i, hakikatin sırrına aşkla erişen kahramanların anlatısıdır. Biri ay biri güneş olan âşıkların kirpikleri parlak yıldızlara benzer. Her biri birer incidir ve sedeften çıkıp “görülmek” ister. Her biri göğsüne bir hücre açar ve oraya aşkın çırasını koyup yakar. Mumla, pervaneyle, nehirle konuşur. Aynı tabutu özler. Saltanatın merkezi mamur Cizre’de yaşanmış, adanmaya dayalı bir aşkı “yaşarız” Mem ile Zîn’de. Milat öncesinden beri anlatılan “Memê Alan”ın yankılı sesini duyarken aynı anda tasavvuf usul bir sesle kulağımıza fısıldar. Her sözcüğü, aşk ve erdem sarayının tuğlası şeklinde örülmüş Mem û Zîn, dünya edebiyatının ilk realist metni sayılsa yeridir.