Mekânın Poetikası Bachelard’ın iki büyük yapıtından, opus magnumundan biridir. Zamanın/zihnin izinden koşan Bilimsel Zihnin Oluşumu’nun aksine bu yapıtında Bachelard, mekânın zaman/zihin tarafından, dil aracılığıyla nasıl doldurulduğunu, dondurulduğunu, katılaştırıldığını analiz eder: ev, tavanarası, çekmece, dolaplar, sandıklar, yuva, kabuk, köşeler, minyatür ve uçsuz bucaksızlık… Dil anlamlandırır, poetik hayalgücüyse tüm bu anlamlandırma süreçlerine direnir, varlığın açılmasını sağlar Bachelard’a göre. Felsefe, fenomenoloji, psikanaliz, fizik, biyoloji, nöroloji… hepsi dolaysız olanın, başka deyişle poetik hayalgücünün karşısında ikincildir artık. Bachelard epistemolojisinde yeni bir momenti temsil eden Mekânın Poetikası, değişimin ve sürekliliğin kıskacında yersiz kalan düşüncenin dil-gerçeklik, zaman-mekân, sonlu-sonsuz, içsellik-dışsallık, büyük-küçük diyalektikleri aracılığıyla kendisine poetik bir yer inşa etme girişiminin adıdır. Bachelard’ın dediği gibi, şairlere kulak vermek gerekir…