Bu kitaptaki makaleler Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçerken medeniyet kavramının içeriğinin civilisation’a ait anlamlarla yüklenmesini eleştirmeye yöneliktir. Kaleme aldığımız makalelerde 'medeniyet'i kendi kültür ve inanç evrenimiz içinden yeniden anlamlandırabilme çabası ile hareket ettik. Bu kitapta Türkiye’de 'medeniyet' kavramı etrafında düşünce veren çok değerli yazarların fikirlerini tahlil etmeye çalıştık. Batı ve Doğu’da Müslüman olmayan toplum havzalarında ortaya çıkmış teknik biçimlenmeleri ve iktisadi - politik organizasyonları 'uygarlık' kavramı ile karşıladık. Müslüman toplumların uygarlığa dönüştükçe 'medeniyet' olgusundan kopuşuna işaret ettik. İslam Medeniyeti’nin doğuşu ancak ahkamı yaşayan bir İslam toplumunun ortaya çıkışı ile mümkün olacaktır. Medeniyet İslam dininin ilkeleri ile yaşamayı seçmiş bir toplumun varlığı ile zuhur edecektir. Bu toplum kendi kültür ve tekniğini üretir ve bunu adalet , imar , iktisadi tesanüd haline getirdiğinde yeryüzünde ahlak nizamı doğar. Bu manada medeniyetin sürekliliğinden bahsedilemez.