Aman ya Rabbi! Nasıl anlatayım, şiddetli surette etrafta toprak bırakmadı. Başımıza geçirdi. Parçalar bir taraftan, mahfuz mahallerinden çıkamadık. Bizim yanımızda seri ateşlerin [topların] cephanesi ateşlendi. Düşmandan ziyade kendi cephanemizden korktuk. Akşam [alaturka] saat ikiye kadar Boğaz içerisinden gemiler çıkmadılar. Sabaha kadar top başında nöbette idik. Gece çıkıp gittiler. Dört zırhlı bir torpido[nun] yandığı her tarafa ilan olundu. 18 Mart 1915, Çanakkale Çanakkale’ye ilk ateş 3 Kasım 1914’te Seddülbahir’e yapılan bombardımanla düşmüştür. 19 Şubat 1915’te başlayan Boğaz Harekâtı ise 18 Mart 1915’te Türk tabyaları önünde sona ermiştir. Bir topçu subayı olarak Çanakkale’ye gidişini, görev yeri İntepe’de düşmanla girişilen mücadeleyi, Rumeli yakasındaki Seddülbahir ve Ertuğrul tabyaları ile Anadolu yakasındaki Kumkale ve Orhaniye tabyalarının tahrip edilişini, Seddülbahir, Arıburnu ve Suvla çıkartmalarını anlatan Meçhul Subay’ın ilk notu 18 Aralık 1914 tarihine, son notu ise 20 Eylül 1915 tarihine aittir. Çanakkale Savaşlarının en önemli kaynakları muhakkak ki dönemin arşiv belgeleri ile savaşa katılmış askerlerin hatıra ve günlükleridir. Her geçen gün yenilerinin neşredildiği bu günlük ve hatıralardan biri de henüz yayınlanmamış, kitabımızın da konusunu teşkil eden Müstahkem Mevkii İntepe Topçu Grubu’nda ismini henüz tespit edemediğimiz bir subaya aittir. Bu günlüğü diğerlerinden farklı kılan husus ise Çanakkale Savaşlarına farklı bir taraftan, Anadolu tarafından bakmasıdır. I. Dünya Savaşı’nın en mühim cephelerinden Çanakkale Cephesi’ne ait hatıratlar arasında önemli bir yere sahip olacak bu günlük tıpkıbasımıyla birlikte tarihseverlerin ilgisine sunuluyor. Bu günlük sayesinde Çanakkale Cephesi’nde yaşanan o müthiş direniş an be an gözünüzün önüne gelecek ve bu toprakların ne bedeller ödenerek payidar olduğu daha iyi anlaşılacaktır.