Rüzgâr estiğinde hâlâ şehrin üzerinde o katliam gecesindeki çığlıkları duyabiliyordum. Sadakatten yoksun ve cahil olan bu zayıf karakterli zavallılar, kendilerini kurtarmak için düşmana koşarken, kaderlerini en korkunç şekilde çizmişlerdi. O gece Romalı askerlerin altın bulma açgözlülüğü uğruna içlerini açarak katlettiği erkek, kadın ve hatta bebek, belki de dört bin kader böyle çizilmişti. Bu cinayetler oğlum, lejyonerler tarafından birkaç altın için işlenmişti... Su kaynağı kuruduğu ve ekinler yavaş büyüdüğü için açlık şehri hızla ele geçiriyordu. Kırk yıl önce söz verdiği gibi Mesih’in geri dönmesi için her gün dua ettik. Son sözlerini yine burada söylemişti: Bunlar son günlerimiz.