Öncelikle keyfimi kaçırabilecek her tür akılcı veriyi, tutunduğu gerçeklikten papatya falı bakar gibi birer birer kopardım. Düşler de birer olgu değil midir, diyen ve sonunda karısını boğarak öldüren çılgın düşünürü çok iyi anlıyordum. Karısını boğma kısmını değilse de, muhtemelen o noktaya gelmesinde etkili olan, düşlerin de olgu olabileceğiyle ilgili kuşkularına katılmamak mümkün değildi. Aksi halde, bu trafik sıkışıklığında, bir taksinin arka koltuğunda,varlığıma karşı kayıtsız bile olmayan, kayıtsız davranmak için bile bir çaba harcamayan bir kadınla oturuyor olmaktan aldığım zevki nasıl açıklayabilirdim? 

Benzer Kitaplar