Her kim olursa olsun hayatını anlamlandırma gayreti içindedir. Ölümlü insan geride bırakacağı kalıcı değerler peşindedir. Ancak bunları yaparken gerçek güzelliklerden, mana, değer ve hakikatten beslenmeyi hor görmektedir. İslamsız bir müslümanlığı, vahiysiz bir kutsallığı, kitapsız bir ilmi ve hakikatsiz bir hidayeti arzu etmektedir. ... İhlas diye bir nur arzu etmişiz, küçük va halis amellerle büyük değerler ümit etmişiz, en kötümüz bile ihlas ümidiyle yanmış, tutuşmuş ama o ihlası vahiyden uzakta beklemişiz. İhlas kelimesi doğru niyet ve ameli ifade etmesi gerekirken kalp temizliğinin avuntusunun bir ifadesi haline gelmiş. Önümüze sunulan her tutunduğumuz balon bir ümit imiş ve her patladığında ümidimiz yitirilmiş. Maksat ümitsiz bırakmak müslümanı, İslam'dan Peygamber (s.a.v)'den uzak tutmak ve dağıtmak ümmeti öyle ki şehirleri yok edildiğinde sesleri çıkmasın, öldürüldüklerine umursamasın, varlıkları elinden alındığında çaresiz kalsın, iman kabesi yıkılsın ama farkına varmasın...

Benzer Kitaplar