Yeryüzündeki her birey mutlu ve anlam dolu bir yaşam ister, ancak kimin böyle bir yaşam sürdüğünü kestirmek düşündüğümüz kadar kolay olmayabilir. Mutluluk konusunu çağlar boyunca hem felsefi hem de dini boyutuyla ele alan tartışmalar, “Neden yaşıyoruz? Nasıl bir yaşam sürmeliyiz? Mutluluğu getiren şeyler nelerdir?” gibi önemli soruların yanıtlarını aramakla başlıyor. Uzun yıllar insan doğasının karanlık yüzüne takılıp kalarak ruhsal hastalıkları iyileştirmeye odaklanmış ve insanların olumlu yönlerine karşı körleşmiş psikolojinin, yakın zamana kadar insan sağlığının, yeteneğinin ve mutluluğunun erişebileceği zirvelere dair konuşabileceği bir dili bile yoktu. Ta ki 1998’de psikolojinin artık yönünü kaybettiği iddia edilip, mutluluk gibi duyguları önceleyen pozitif psikolojinin temelleri atılana dek. Psikolojinin insan mutluluğuna dair kendisine has bir dil yaratmasında büyük payı olan sosyal psikolog Jonathan Haidt, Mutluluk Varsayımı’nda dünyanın gelişmiş uygarlıkları tarafından keşfedilmiş mutluluk fikirlerinin peşine düşüyor ve bu fikirleri bilimsel araştırmaların bulgularıyla sınıyor. Platon’a, Buda’ya ve modern beyin bilimine yaptığı referanslarla Haidt, sinirbilimi ve bilişsel psikolojinin merceğinden, Doğu’nun ve Batı’nın felsefi bilgeliğine bakıyor. Mutluluk Varsayımı bilimsel bir keşif öyküsü; Haidt’ın modern dünyada erdem, mutluluk ve anlam dolu bir yaşamın nasıl kurulabileceğini keşfetmesinin öyküsü.

Benzer Kitaplar