İlk defa Latinceden çevrilen Magna Charta (Büyük Sözleşme) ya da diğer adıyla Magna Charta Libertatum (Özgürlükler Sözleşmesi), incecik bir parşömene ortaçağ Latincesiyle yazılmış, özellikle tarih ve hukukla ilgili araştırmalar yapan herkesin baştan sona okumuş olmasa da, bir şekilde haberdar olduğu en ünlü bağımsızlık sözleşmesidir. İngiltere’nin ortaçağdaki krallarının derebeylik düzeni içindeki zorbaca uygulamalarına karşılık bireysel hak ve özgürlüklerin kazanımına yönelik bir sözleşme olan Magna Charta dönemin İngiltere’sinin yerel ve gündelik sorunlarını çözüyor görünse de; keyfi yönetime şiddetle karşı çıkışı, hak ve özgürlükler için güvence arayışı açısından XIII. yüzyıldan insanlığa kalan bir hukuk mirası olarak da algılanabilir. 15 Haziran 1215 yılında Kral John, Papa III. Innocent ve baronlar arasında imzalanan ve kralın yetkilerine gem vurmayı ve hukukun kraldan üstün olduğunu vurgulamayı amaçlayan bu sözleşmenin içeriğine genel olarak bakıldığında, tartışmasız ilk göze çarpan kilisenin özerkliğini güvence altına alma, kilisenin seçim özgürlüğünü tanıma, krallar ve baronlar arasında yönetimsel açıdan ortaya çıkan anlaşmazlıklara çözüm bulma ve güçler arasında denge oluşturma kaygısının ön planda olmasıdır.

Benzer Kitaplar