Livia... Gerçekten anlaşılması, çözülmesi zor bir kadın. Tutkulu, gururlu, inatçı, garip bir kadın. Hayatı kendisine göre yorumlayan, inandığı yoldan asla ayrılmayan bir kadın. Hükmetmeyi seven, isteklerine ulaşmak için hiçbir şeyden çekinmeyen bir kadın. Peki, böyle bir karakter nasıl oluşur? Bu oluşumda çevre mi daha etkilidir yoksa soyaçekim mi? Böyle bir kadın gerçekten mutlu olabilir mi? Ya da daha önemlisi, başkalarını mutlu edebilir mi? Livia’nın hikayesini, James Hilton’un farklı ve kendisine has anlatım tarzıyla, bir çok insanın bakış açısından okuyoruz. Onu çocukluğunda, genç kızlığında, kadınlığında, arkadaş çevresinde, evlilik hayatında yavaş yavaş tanıyoruz. İnsanın karakterini oluşturan o büyülü ilmeklerin teker teker atılışına tanık oluyoruz.