Saçı başı dağılmış, montunun yakası yana kaymış, yaka paça sürüklenerek götürülürken can havliyle başını koridora çevirip “Leeylaaa!” diye gücünün yettiğince bağırdı. Sanki Leyla, her an koridorun sonundan tekerlekli sandalyesiyle görünüverecekti. Sanki Tanrı armağanıymış gibi güzel gözleriyle kalbinde biriktirdiği sevgisini hastane koridorunun kalabalığına armağan edecekti.