Bütün yorgun ayaklar için, yollar düzdür.’ der bir düşünür. Aşk içinse, yollar da yoktur, ayaklar da. Sadece o adressiz meçhul rüzgârın konuğusunuzdur. Düş kurup düşlersiniz. Düştüğünüzde yağmur yağıyorsa hala şanslısınızdır. Ama rüzgâr esmiyordur artık. Ağlamalarınıza cevap veren yağmur, ‘Bak hala yüreğin çarpıyor.’ der. Dağılmış olan parçalarınızı duyarsınız o zifir yoksul karanlıkta. Aklınızın ve vücudunuzun dağılışını... Düştüğünüzü izlersiniz. Işık hızından öte bir hızla... Yere çarpma ve parçalanma anında duyduğunuz her ses hayatınızdır...