Dadacılığın, Dışavurumculuğun ve Gerçeküstücülüğün öncülerinden sayılan Paul Scheerbart’ın başyapıtı olarak kabul gören Lesabéndio kaleme alındıktan yüz yıl sonra ilk kez dilimizde de yayımlanıyor. Elinizdeki kitap eleştirmenler tarafından bir galaksiler arası ütopik roman olarak nitelendiriliyor. Teleskopik özelliklere sahip gözleri, elli metreye dek uzayabilen lastiksi bedenlerinin altında vantuzlu ayakları olan bir canlı türünün yaşadığı Pallas adlı bir asteroiddeki yaşam her yönüyle betimleniyor. Pallasyalılar olarak isimlendirilen bu canlılar yemyeşil yıldızların serpiştirildiği eflatun bir gökyüzünün altında, bir yandan mantar çayırlarına uzanıp bir yandan da kabarcık otlarını tüttürerek son derece keyifli ve üretken bir yaşam sürüyorlar. Manyetik hatlar, taşıyıcı bantlar, rengârenk ışık kuleleriyle inci gibi işledikleri dünyalarında anlamak istedikleri tek bir şey var: Gezegenlerinin üstüne çöken geceyi biçimlendiren örümcek ağı biçimli devasa bulutun ardında ne olduğunu öğrenmek. Bunun için de devasa bir kule inşa ederek bilinmeyenin ötesine geçmeye çalışıyorlar… Scheerbart’ın bu romanında betimlediği evrensel ekolojik anlatı Bruno Taut ve Walter Gropius gibi dönemin ünlü mimarlarının yanı sıra Walter Benjamin ve Gershom Sholem gibi çok sayıda tanınmış entelektüeli ve düşünürü de fazlasıyla etkilemiştir. Sıkı bir Scheerbart hayranı olup özellikle Lesabéndio’dan çok etkilenen Benjamin intiharı sonrasında kaybolan “Gerçek Politikacı” isimli incelemesinde de bu fantastik asteroid romanının değindiği siyasal altyapıyı ele almaktadır.