Napoleon’un parlak komutanlarından General Montriveau, yıllar önce kaybettiği sevgilisinin izini, Akdeniz’in ortasındaki bir adada, manastıra kapanmış genç bir kadının parmaklarından dökülen kutsal melodilerde bulur. Ve her ne pahasına olursa olsun sevdiği kadını geri kazanmayı aklına koyar. Ancak, bu tuttuğunu koparan subayın hesaba katmadığı bir şey vardır. Baştan çıkarıcı kahkahalarıyla, etrafındaki tüm erkekleri kendine aşık eden, onların kalpleriyle oynamaktan büyük zevk alan Paris sosyetesinin moda kraliçesi Langeais Düşesi, kazınmış saçları, solgun yüzü ve gri elbisesiyle bir ruhtur artık.