Tarih, ekseri doksanlar. Memleket tarihinin yine gürültülü, nümayişli bir dönemi. Ayşen Aksakal, edebiyatta ihmal edilmiş o kuşağın içinden konuşuyor. Az ile yetinen, büyük acılara anıdır deyip yaşamaya devam edebilen, hatta bazılarına gülüp geçebilen, yaşamaktan keyif almak için beklentiyi hep düşük tutan bir nesil. Neredeyse "ara kuşak" olarak bile anılmayan bir dönemi, dayanışma parantezinde dürüstçe anlatan bu öyküler tarihe bir not düşüyor. Hüzünlü ama mağrur bir not. Ayşen Aksakal ilk kitabı Lakin İyi Yaşadık ile bir selam yolluyor. Sahibi de, muhatabı da pek çok bu selamın. "Bize yaşanmışlıkların hakkını teslim etmek ve doğrulup yeniden yürümek düşer. Sevdiklerimiz öldüyse bize yeniden sevebilmek düşer. Artık hayalleri birileri gerçek edemiyorsa, halılar uçmuyorsa; cambaz olmak da, dereden ıslak kum çekmek de bana düşer. Hayaller bizzat beni bekler.Hayatmış bunun adı."