D.H. Lawrence’ın ünlü romanı Lady Chatterley’in Aşığı 1960 yılında, sansürsüz kopyası ilk kez yayına hazırlanırken İngiltere’de dava konusu oldu. Kitabın yayıncısı Penguin’e açılan davanın gerekçesi romanın müstehcen bulunmasıydı. Elinizdeki kitap, 20. yüzyılda İngiltere’de açılmış bu en (kötü) şöhretli davanın tutanaklarından yola çıkarak bize tüm oturumları ayrıntılarıyla aktarıyor. On dört gün süren davayı gazeteci kimliğiyle takip eden Sybille Bedford kitabında, bilirkişi olarak dinlenen kişilerin ifadelerini, iddia makamının gerekçelerini sıralarken, bir yandan da tüm tarafların jestlerini, mimiklerini gözlemliyor, salonun tepkilerini de bizlerle paylaşıyor. Böylece adeta bir film gibi izleyebildiğimiz bu dava sayesinde sadece bir dönemi ve bir kitabı değil, o kitap üzerinden ifade özgürlüğünü, edebiyatın rolünü, sansürü ve bir toplumun geçirdiği değişimi de sorgulayabiliyoruz. “Ben kelimelerin kendi başlarına kaba ya da iğrenç olduklarını düşünmüyorum, ancak böyle bir niyetle ya da bağlamda kullanılırlarsa kaba sayılabilirler… “