Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf’u Aydın cezaevinde yatarken tanımıştır. Onun trajik aşk öyküsünü de ondan dinlemiş olmalı. Yalnız bu öyküyü, gözlemlerine dayanarak bir Anadolu kasabası ortamında verir. Bu ortam, Sabahattin Ali’nin çocukluk yıllarını geçirdiği Edremit ile çevresidir. Romanda yöre gerçekleriyle toplumsal gerçekler iç içe geçmiştir. Kasaba yaşamının betimlenişindeki canlılık, etkisini Sabahattin Ali’nin gözlem gücünden alır. Adnan Özyalçıner “Yusuf, hayatında bir gün bile kendinden şüphe etmemişti. Dünyada her şeyi yapabileceğine inanıyor, gelecek günlerden korkmuyordu. Onu üzen bugündü. Devam etmemesi icap etiği halde sürüp giden bu hayat onun nefsine olan itimadını da kemiriyor ve içinde şüpheler uyandırıyordu.”