Türk edebiyatında sanat, edebiyat, şiir ve kültür merkezi olarak önemli bir yere sahip olan Kütahya, yetiştirdiği şairler bakımından Osmanlı şiir coğrafyasına etki eden kadim şehirlerimizden biridir. Kütahyalı Evliya Çelebî’nin bahsettiği iki yüz elli yedi şehir içerisinde Kütahya, altıncı edebî muhit olarak dikkat çekmektedir. Selçuklu’dan Germiyan’a, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e yüzlerce şair yetiştiren bu kutsal şehir, klasik divan şiirinin başkentidir. Şeyhoğlu Mustafa, Ahmedî, Ahmed-i Daî, Şeyhî ve Cemalî gibi divan edebiyatının kurucu şairleri Germiyan sarayında yani Kütahya’da yetişmiştir. Kütahya, divan şiiri dışında tekke ve halk şiiri geleneğinde de önemli bir yere sahiptir. Kütahya’da halk şiiri geleneğinin ilk önemli şairi Âşık Sırrı’dır. Âşık Sırrı’dan sonra Âşık Şükrü, Ârifî, Pesendî, Âşık Kâmilî, Âşık Ömer eliyle yirminci asra ulaşan Kütahya halk şiiri geleneği günümüzde iki koldan devam etmektedir. Bu kollardan birincisi Bektaşi şiir geleneğini sürdüren âşıklar ve zâkirler yolu, ikincisi iki binli yılların başında kurulan Kütahya Şiir Sevenler Derneği’nde faaliyet gösteren kalem şairlerinin yoludur. Kütahyalı veya Kütahya’ya hizmet ettiği için Kütahyalı kabul ettiğimiz halk şairlerini ele aldığımız bu çalışmada yer alan şairlerimizin hayat hikâyelerini ve şiirlerini incelediğinizde Türkistan coğrafyasından Anadolu’ya taşıdığımız derin bir halk kültürünün izlerini göreceksiniz.

Benzer Kitaplar