Bir veda, ancak masumiyeti kadar ölümsüz ve ancak mahkûmiyeti kadar huzursuzdur. Bir veda, ancak giden kalanı kusuruyla yüzleştirmeyi başarabildiğinde kusursuzdur. Hayatının yarısını sağır yaşayanlar, diğer yarısını dilsiz yaşamayı göze alacaklardır. Çünkü vaktiyle sesini duyuramamış olan vicdan, günü geldiğinde daha yüksek sesle konuşup, sahibinin karşısında bir intikam gibi duracaktır! Ve insan, her koşulda ve her şeye rağmen, suçunu bir başkasının üzerine yıkmak üzere donatılmıştır; tâ ki bugünün düne dönüşünün imkansız olduğunu anlayıncaya kadar.