Pırıl pırıl ışıyan Türkçesiyle Hasan Ali Toptaş, Kuşlar Yasına Gider’de romancılığına yeni bir boyut katıyor: anlatmıyor, söylemiyor; nefeslendiriyor. Kadirşinas otlarının mırıltısını, of dememenin ilmini, eldeyken kıymetini bilmenin erdemini, ömürden giden günlerin sabrını okudukça zihnimiz, gönlümüz havalanıyor. “Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır” sözü yankılanıyor kulaklarımızda. Kuşlar Yasına Gider; atların koşması kadar doğal, kaleme iç çektirecek kadar merhametli bir roman. “Toptaş’a yazarlık âdeta bahşedilmiştir.” ANDREW RIEMER, Sydney Morning Herald “Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen bir mazot kokusuydu babam, kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve az evvel dediğim gibi, gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü.”