"Benim babam da bu meslekteydi" dedi. "Bu kasabanın, bu çevre köylerin tüm adamı bu işten ekmek yer. Kaçakçılık yapmasın da n'apsın? Ekilecek toprağı mı var? Hepsini almış hükümet, sınır demiş, döşemiş mayını. Tarlalar mayın altında... Zeytinlikler mayın deryasında yüzüyor. Babam ki, bu işte ehildi, kokusundan anlardı mayını, rüzgârı dinler, candarmayı bilirdi. N'oldu? Karşı gelemedi yazgısına. Bir gece, sabaha karşı adamın yarısını getirdiler eve. Bitmişti. Başına toplaştık. İşaretle dayımı istetti, bizi çıkarttı odadan. Dayımdan kendisini vurmasını istemiş. Böyle yaşamaktansa, demiş; vur kurtulayım İsmail dayım dediğini yaptı, vurdu babamı." Bir sınır kasabasının insanları: Tahir, Üzer, Cevahir, Gazel ve Hediye... Sevgi, dostluk, dayanışma ve güven... Dikenli tellerin "o" tarafında da, "bu" tarafında da ölümle burun buruna yaşayan ama hayattan vazgeçmeyen dirençli ve yalnız insanların çarpıcı hikâyesi... Farklı türlerdeki eserleriyle 1950 kuşağının en önemli kalemlerinden biri olan Tarık Dursun K., edebiyatın kaynaklarını sinemanın büyüsüyle bir potada eriten Kurşun Ata Ata Biter ile Orhan Kemal roman Ödülü'nü (1984) kazanmıştı.