İnsani varoluşun karanlık taraflarına ışık tutuluyor Kürklü Venüs’te. Daha ilk sayfadan itibaren insanın arzuları ve tutkuları, saldırganlığa olan “içgüdüsel” eğilimleri didik didik ediliyor. Yerleşik değerleri ve anlamları sarsan, sınırları zorlayan kışkırtıcı bir roman Kürklü Venüs. İçinde “sevginin”, “merhametin”, “şefkatin”, “cinselliğin” olduğu “aşk” da siyasal bir egemenlik oyunundan ibaret: