“İstanbul’un taşı toprağı altın”, “taş mektep”, “kaldırım taşı” diyerek taşın şehir mimarisindeki yeri; “taş ocağı”, “mermer madeni” diyerek taş işçiliği ve taşın üretimi; “değirmen taşı”, “yalak taşı” diyerek taşın alet ve edevata malzeme oluşu; “tektaş” diyerek mücevher; “üçtaş”, “dokuztaş” diyerek taşın oyunlardaki yeri; “musalla taşı”, “mezar taşı” diyerek taşın geçiş dönemlerindeki yeri; “taş gibi” diyerek sağlamlığı veya katılığı; “yada taşı” diyerek yağmur bekleyişi dile getirilmiş olur. Yunus Emre’nin “Dağlar ile taşlar ile çağırayım Mevlam seni” deyişi ile Anadolu insanının yakarışı, “ayağına taş değmesin” dileğindeki yolun açık olsun temennisi, “sabır taşı”, “yüreğine taş basmak” sözlerinde insan tahammülü, “taş kesilme” fiilinde itaatsizliğin cezası veya donup kalma eylemi anlatılır. Bu kitap, taşın kültürümüzdeki soyut ve somut konumunu örnekleriyle belgelemektedir.