Felsefenin ne olduğu ve hayatımızda nasıl yer işgal ettiği her zaman tartışılmaya değer bir konu başlığı olmuştur. Yokluğu esnasında duyulan eksiklik ve varlığın sırasında duyulan tedirginliğin yarattığı bocalamalar arasındaki gerilimle neredeyse özdeş hale gelmiştir felsefe. Hele kültür söz konusu olunca bu gerilimin giderek artması kaçınılmazdır. Felsefe bir yandan evrenselliğe uzanmaya çalışan bir tavra sahipken, diğer yandan, hemen her şey gibi bir de kültürel iklimin etkisi altındadır. Franz Martin Wimmer de bu çalışmasında söz konusu kültürel yapıların felsefe üzerindeki etkilerinin bir bilançosunu çıkarıyor. Tekilliklerden ziyade çoklukların geçerli olduğu kültürel bağlamların felsefe kavrayışlarınını ne şekilde koşullandığını örneklerle ortaya koyan Kültürlerarası Flesefe, aynı zamanda felsefenin Çin, Hindistan ve İslam'daki başlangıçlarını da inceleyerek, felsefe Batı'ya özgüdür yaklaşımını da mercek altına kalıyor. Öyle görünüyor ki, küreselleşen bir dünyada kültürel çokluğa maruz kalan bir felsefenin kendi haklılığını gösterebilmesinin tek yolu, çeşitli kültürlerin felsefi sorularını buluşturabilmesinden geçiyor. Farklılıklarla birlikte ve farklılıkların arasında felsefe yapmak! Kültürlerarası Felsefe, farklılıklar çağında yeni bir kapıyı aralıyor... Prof. Franz Martin Wimmer, Viyana Üniversitesi Felsefe Enstitüsü'nde ders vermektedir. Kültürlerarası felsefenin yanı sıra diğer araştırma alanları, kültür felsefesi, felsefe tarihi ve bilim kuramıdır. Yayımlanmış eserlerinden bazıları: Globalitat und Philosophie. Studien zur İnterkulturalitat (2003); Essays on İntercultural Philosophy (2002); Kulturphilosophische Essays (2002).

Benzer Kitaplar