Küçük Prens uykuya dalınca, onu kollarıma alarak yeniden yola koyuldum. Kalbim çarpıyordu. Sanki sırça bir hazineydi kollarımdaki. Hatta, sanki Dünya üzerinde ondan daha narin bir şey yoktu. Ay ışığında, bu solgun alına, bu kapalı gözlere, rüzgarda uçuşan o tutam tutam saçlara bakıyor ve içimden şöyle diyordum: “Bu yalnızca bir görünüş.