Yaklaşık iki yıldır Türk kamuoyunun gündeminin birinci sırasını oluşturan Suriye’de yaşanan olaylar, Gelinen süreçle beraber sadece bir dış politika konusu olmakla kalmayıp, Başbakan Erdoğan’ın “Suriye bizim iç işimiz” ifadesi ile de iç politik tartışmaların da odağı haline gelmiş durumdadır. Ayrıca, dünya kamuoyu da Suriye’de yaşanan olaylarla ilgili olarak büyük bir bilgi bombardımanı ile karşı karşıya kalmıştır. Bu bilgi yani enformasyon bombardımanının büyük bir bölümü ise kamuoyu oluşturma amaçlı dezenformasyondan ibarettir. Batı, Suriye rejimini zayıflatmak amacı ile katliamların arkasında gerçekten kimin olduğunu araştırmadan bütün katliamlardan Şam rejimini sorumlu tutmakta, Böylece büyük bir medya savaşının içinde Suriye’de gerçekten ne olduğunu anlamak zorlaşmaktadır. Öte yandan Suriye’de yaşanan çatışmalara bakıldığında bütün kanlı boyutlarına rağmen hâlâ ortada bir iç savaş var demek mümkün değildir. Çünkü çatışmaların toplumsal tabanı, bir iç savaşta olması gerektiği kadar geniş değildir. Suriye halkının büyük bir kısmı rejim güçlerine ve isyancılara hâlâ şüphe ve kızgınlıkla bakmaktadırlar. Çatışmaların üzerinden 20 ayın geçtiği bir zaman noktasında, konusunda yetkin isimler tarafından hazırlanan bu kitap, hem Suriye’den son 20 ayın fotoğrafını değişik açılardan yakalayarak çekmeyi, hem de merceği Şam’ın ve Orta Doğu’nun geleceğine yöneltmeyi hedeflemektedir.

Benzer Kitaplar