“Platon, Kratylos’ta felsefe yapmayı olanaklı kılacak dayanağı, yani logos’u sorgular. Söz ya da söylem olarak pek çok dilsel parçadan oluşan logosun en önemli parçası Diyalog’un etrafında döndüğü ad ya da adlandırmadır. Ad ile adlandırılan şey arasındaki ilişkinin ne olduğunun çözümlenmesi, Platon için felsefe yapmayı olanaklı kılacak can alıcı noktadır. Ad, adı olduğu şeyin özüyle ya da doğasıyla, diğer bir deyişle, gerçekliğiyle ne kadar ilişkilidir? Diyalog’un özünü oluşturan bu yalın soru, felsefede epistemolojiden teolojiye dal budak sarmış bütün konuların altında sinsice yanıtlanmayı bekler.” HASAN ASLAN Platon’un orta veya geç dönem eserlerinden olan Kratylos diyaloguna eski çağ tarihçilerinin ve felsefe tarihçilerinin ilgisi son yıllarda giderek arttı. Diğer taraftan dil felsefesinin gelişmesiyle, dilbilimciler de Kratylos diyalogunu yeniden incelemeye başladılar. Kratylos’ta Platon “adların doğruluğu” tartışması üzerinden dil konusunu ele alır. Adların ait oldukları şeylerle ilişkisini birbirine zıt iki varsayımdan hareketle sorgulayan Kratylos ve Hermogenes’e Socrates’in verdiği yanıtları aktarırken, dilin hem bilgi hem de varlıkla ilişkisi üzerine düşünür. Dil, sadece insanlar arasındaki iletişimi sağlayan bir araç değil, aynı zamanda varlığın ve bilmenin en önemli unsurlarındandır. Platon bu diyaloglarda bir şeyin adını bilmekle o şeyi bilmeyi özdeş tutan Kratylos’un doğalcı dil anlayışını eleştirirken, dile epistemoloji yapmayı sağlayacak bir işlev kazandırmayı amaçlar.