Mehmet Çelebi tarafından sürgüne gönderilen Şeyh Bedreddin, Edirne’den İznik’e uzanan yolculuğu sırasında kendini sürgüne mahkum eden olaylar zincirini tek tek gözden geçirir. Acı ve çilelerle dolu koca bir hayat serilir önüne. Eğitim için gittiği Kahire’den yıllar sonra eşi ve çocuğuyla Osmanlı topraklarına döndüğünde siyasi ortam çok karışıktır. Yıldırım Bayezid’in dört oğlu taht kavgasıyla Osmanlı’yı dörde bölmüştür. “Fetret Devri” diye adlandırılan bu kargaşa ortamında, Şeyh Bedreddin, taht kavgası veren şehzadelerden Musa Çelebi’nin kazaskeri olur ve yoksul köylüye toprak dağıtma girişimlerinde bulunur. Aydın yöresinde Börklüce Mustafa ve Manisa’da Torlak Kemal, on beşinci yüzyılın başlarında önemli eserler yazmış ve toplumu kurtuluşa götürecek yol haritasını çoktan çizmiş olan Şeyh Bedreddin’in felsefesinden hareketle, “yarin yanağından gayri, her yerde, her şeyde, hep beraber” sloganıyla toprak mücadelesini hızlandırırlar, ancak korkunç bir kıyımla karşılaşırlar.

Benzer Kitaplar