“Bir korkaktın ve hâlâ yaşıyordun.” Ve onlar, gecenin kurşunlarla aydınlatıldığı “…Bin” şehrinde hayatı, savaşı, aşkı durdurarak bir oyun kurarlardı. Oyalanmadan yaşayamazlardı. Bu, onların hayata karşı KOZ’uydu. Ve o zamanlar korkak değil de çocuk olan Azhar, korkmadan Yasemin’i severdi. Bu, onun aşka karşı KOZ’uydu. “…Bin” ahalisi savaşın ortasında sevişir, güler, oynar, bir başka dilden şarkılar söyler, yasakları en zayıf yerinden ustalıkla deler geçerdi. Bu, onların devlete karşı KOZ’uydu. Abidin Parıltı, Koz romanında “…Bin” şehrinden “…Kin” şehrine uzanan acıyı, kederi, ölümü taze bir gülümseyişle karşılayanların hikâyesini, bilmediğimiz bir coğrafyanın gündüz ve gecelerini, insanlığın bildiğimiz hallerini bir karnaval havasında anlatıyor.