Yirminci yüzyılın en önemli aykırı düşünürlerinden biri olan Murray Bookchin’in, devrimci geleneğin zayıflaması, devrimler çağının eski ve yeni kuşakların bilincinden/belleğinden silinmeye yüz tutması karşısında duyduğu derin kaygı sonucu kaleme aldığı bu dört ciltlik anıtsal eser, o büyük devrimlerin özneleri olan halkların/kitlelerin/ taban oluşumlarının kurumsal ve örgütsel yapılarına ışık tutmakta, her bir devrimin arka planındaki toplumsal, ekonomik, kültürel ve politik gelişmelere odaklanmaktadır. Bu devrimler -kapitalizmin ne’liğine ilişkin açık bir fikre sahip olmasa ve hatta genellikle modern kapitalizmin önünü açsa da? kapitalizmin ahlaki, politik ve toplumsal birer alternatifi olarak gelişmiş; bugünün bireysel çıkarı gözeten, yarışmacı, daha fazla mülk edinme peşinde koşan egemen anlayışla tersleşmiştir.