“Vicdanınızın kuyusuna, üzüm tanesi gibi tek tek dökülüp; kuyunun dibinde nefsinizi hakikatin şerbeti ile yumanız kadar güzel bir şey yoktur. Ömrünüz boyunca kirpikleriniz de, yüreğiniz de hep ıslaktır ama vuslata gidecek tek köprü olan ölümden utanmaz ve korkmazsınız böylece. Hayata mıknatıs olup; “yaşamak için her şey vebaldir” diyenlerin ömrümü çalmaları belki de bana vuslatı kazandıracaktı.” Mehtap Altan bugüne dek Türk öyküsünde şiir ve öykünün kesiştiği yerden konuştu. Lirik bir hava ile esti. Büyülü gerçekçiliğin hakikati işaret eden duruşu ile de üslubunu imledi. İmgesi, ruhundan parçaları öyküsüne katarken; o bugüne dek “kutlu yolculuk” adını koyduğu programlarında öyküsünü/yarasını/amacını genç gönüllere üfledi. Şimdi “Kördüğümün Kanatları” adlı yeni kitabı ve on altı öyküsü ile bu tanıdık sıcaklığı çok başka deneyimlerle de anlatmaya soyunuyor. Bir kez daha öykü, imgesine kavuşuyor Mehtap Altan ile...