"Ellerimi kalçalarının üstünden beline doğru kaydırma planıyla harekete geçmemle, bileklerinden yakalamam bir oldu; ne var dedim; ellerin yine üşümüş olmalı demez mi?.. Özgürlüğümü bağışla da gideyim dedim; yine gülümsedi... Gülümsemesini davetkar buldum; cesaret alıp, arkamdaki kapıyı ayağımla itekledim; kapanmadı; olsundu; vücudumun yaylanmasından hamlemi sezmiş olmalı ki, bir adım atarsan, yarın herkese, bana tecavüze yeltendiğini anlatırım dedi; gülümsedim; sana kim inanır ki dedim; inanan bulunur elbet dedi; ben, önceden başka şeyler anlatır, yoldaşlarımın sana inanmamalarını sağlarım dedim; yani yalan mı söyleyeceksin onlara dedi; niye yalan olsun ki; bir hikaye düzebileceğimi söyledim; yani uyduracak mısın dedi; evet, uyduracağım dedim ve ekledim; uydurmanın bilimsel anlamının yaratıcılık olduğunu bilmiyor musun dedim; defol dedi; geri dönerek o'nu def etmiş oldum; arkama bakmadan evi terk ettim, sokağa ayak basmamla birlikte geçmişi unuttum...