Bu kitabın, 1990 yılında basılan "KÎT Ekonomisi" kitabının ikinci baskısından farklı bir çalışma olduğunu hemen ifade edelim. Nitekim kitap son sekiz yılın öğrettikleri ile yeni baştan kaleme alınmıştır. "KiT'ler ve özelleştirilmeleri" üç amaca hizmet etmek kaygısı ile yayına hazırlanmıştır. Bunlardan birincisi, Türk okurlarını, KÎT Ekonomisi veya Kamu Kolaylıkları Ekonomisi (Public Utilities Economics) alanında, dünyadaki teorik ve pratik birikim ile tanıştırmaktır. İkincisi, üniversitelerimizin lisans ve yüksek, lisans sınıflarında okutulan KÎT Ekonomisi dersleri öğrencileri için bir başvuru kaynağı oluşturmaktır. Üçüncüsü ve sonuncusu da, KiT'lerde çalışan, özelleştirme ile uğraşan veya mahalli idarelere ait kamu teşebbüslerini yöneten profesyoneller açısından bir el kitabı sunmaktır. Dikkat edilirse Türkiye, devletçilik (-planlama+KİT'ler) alanında diğer ülkelere öncülük etmiş olmasına rağmen; KiT'ler ile ilgili bilgi birikimi açısından, dünyadaki gelişmelerden habersiz bir keyfi mevzuat stoğundan başka, geride bir katkı bırakmamıştır. Bu sonuçta, büyük ölçüde KiT'lere komuta (plan) ekonomisinin infaz kurumları gözüyle bakılmaları yanında; aslında rant ekonomisinin kaynağını oluşturmaları da rol oynamıştır. Ancak ne olursa olsun; üniversitelerimizin ve bilim çevrelerimizin, KiT'ler kadar ihmal ettikleri ve sadece ideolojik tavır aldıkları bir başka konu bulmak bir hayli zordur. Dolayısıyla KiT'lerin tasfiyesi yani özelleştirilmeleri de mevcut rant ekonomisi zihniyeti ile yürütülmekte olup; bu durum siyasal çürümeye ve istikrarsızlığa neden olmakta; ayrıca blok satışlarla sermaye ve gelirin temerküzüne de yol açıldığından, sosyal gerilim artmaktadır. Netice itibariyle devletçilik nasıl özel mülkiyetin kamulaştırılması hareketi olarak; bilinçsiz bir tedrici "devrim" eylemi ise; özelleştirme de bir "karşı devrim" atağıdır. Böylece özelleştirme takviminin süresinin çok kısa tutulması, sosyal gerilim yanında; ekonomik kaosa da yol açabilir. Nitekim KiT'lerin yaşamında gösterilen ihmal ve keyfilik, özelleştirmede de devam ettirilirse, ekonomik ve sosyal buhran ile karşılaşabiliriz.