Amerikalı genç yazar Breece D'J Pancake’in ölümünden sonra kitaplaştırılmış öyküleri ilk kez Türkçede! Edebiyat dünyasının çok erken kaybettiği Breece D'J Pancake 1979’da, henüz 26 yaşındayken kendini av tüfeğiyle vurarak intihar etmiş ve sadece hayatını değil, büyük ihtimalle çok parlak bir geleceği olan yazarlık kariyerini de sonlandırmıştı. Ölümünden sonra 1983’te yayımlanabilen kitabı edebiyat dünyasının büyük hayranlığını kazandı ve eleştirmenlerce Hemingway, Joyce ve Çehov’la karşılaştırıldı. Daha sonraki yıllarda Breece D’J Pancake çağdaş Amerikan edebiyatı meraklıları arasındaki popülerliğini korudu ve öykülerine çok sayıda antolojide yer verildi. Pancake öykülerinde memleketi Batı Virginia kırsalını ve bölge insanını usta ve kıvrak bir dille anlatır: Bakımsız çiftlikleri, kapanmaya yüz tutmuş kömür madenlerini, geçmişin söküp atılamayan ağır mirasını, her şeyini kaybedip yine de inatla doğduğu topraklara bağlı kalan madencileri, çiftçileri, kamyon şoförlerini. Bu öyküler yoksulluk ve ümitsizlik kıskacındaki yöre insanının hıncını, tatminsizliğini ve özlemlerini tüm keskinliğiyle resmeder. Pancake derin bir melankoli ve kara bir çaresizlikle kuşatılmış olmalarına rağmen dik durmaya çalışan insanların ozanı. “Pancake’nin olağanüstü bir anlatı dili var; gözünü budaktan sakınmayan, yalın gerçekliğin sertliğine sahip keskin bir ses bu.” – Margaret Atwood “Bu genç yazar öyle olağanüstü yetenekli ki, insanın bu ilk çalışmayı Hemingway’la kıyaslayası geliyor.” – Joyce Carol Oates “Gerçek bir edebi deha.” – The Guardian Amerikalı genç yazar Breece D'J Pancake’in ölümünden sonra kitaplaştırılmış öyküleri ilk kez Türkçede! Pancake öykülerinde memleketi Batı Virginia kırsalını ve bölge insanını usta ve kıvrak bir dille anlatıyor: Bakımsız çiftlikleri, kapanmaya yüz tutmuş kömür madenlerini, geçmişin söküp atılamayan ağır mirasını, her şeyini kaybedip yine de inatla doğduğu topraklara bağlı kalan madencileri, çiftçileri, kamyon şoförlerini. Bu öyküler yoksulluk ve ümitsizlik kıskacındaki yöre insanının hıncını, tatminsizliğini ve özlemlerini tüm keskinliğiyle resmediyor. Pancake derin bir melankoli ve kara bir çaresizlikle kuşatılmış olmalarına rağmen dik durmaya çalışan insanların ozanı. “Pancake’nin olağanüstü bir anlatı dili var; gözünü budaktan sakınmayan, yalın gerçekliğin sertliğine sahip keskin bir ses bu.” – Margaret Atwood “Bu genç yazar öyle olağanüstü yetenekli ki, insanın bu ilk çalışmayı