Diyarbekir... Hani küçük çocukların sıcak, cehennemi yazın sıcağında önceleri Mar Toma Kilisesi'yken daha sonra Ulu Camii'ye dönüştürülen bu görkemli tarihi yapının avlusundaki kastal lardan testilerine doldurdukları Hamravat suyunun içine iki parça buz atıp sonra da Gazi Caddesi'nde, Dağkapı'da, Dörtyol ağzında, Balıkçılar Başı'nda ağzını bir tülbent parçasıyla örttükleri küçük toprak testilerinin başında dikilip, avaz avaz Ava buzêêê / Kankila gozê / Memika gîzêê / Ha verin ava buzêê! diye bağırarak buzlu suuu / Ceviz içiii / Kız memesiii gibi soğuk suya geeel!!! reklamı eşliğinde bardağı, tası bir kuruşa satış yapan şalvarlı, yemenli çocukların ekmek parası peşinde koştukları şehir... Diyarbekir... Hani tarihi surlarıyla, beden leriyle hâlâ tarihe meydan okuyan, tümüyle yıkılıp yok olmamaya direnen, hani Evlibeden kuş pini / Oldım kızlar düşküni / Dediler yar çağıri / Yola düştım kış güni dizelerinde, çeşitli efsaneleriyle harmanlanıp şehri baştan başa kuşatan görkemli beden iyle ünlü şehir...

Benzer Kitaplar