Biraz Sabahattin Ali’nin, Kürk Mantolu Madonna sıydın; biraz Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Huzur da anlattığı Nuran ve en çok da Nilgün Marmara’ydın. Ne yalan söylemeli; yine Tanpınar’ın Yaz Yağmuru hikayesindeki o büyülü, o uçarı kadında da senden çok izler vardı. Masum bir sevinç için, ikbal yakan kadınlardandın sen. Bir cinnetin, bir karabasanın yaşandığı bu hayatta artık yoksun. İyi ki de yoksun diyorum; çünkü çok acı çekerdin. Beynindeki esrar da yetmezdi seni avutmaya. Ölümüne kadar sana olan aşkımı bir sır gibi saklayıp bu aşk o derin merhametinle bağlandığın için, sana minnettarım. Sen benim için, kırk yılda bir gibisin; öyle eksik, öyle hazin, öyle paramparça...