Kırım Hanlığı kurulurken, Osmanlı Devleti de Fatih Sultan Mehmed’in yönetimi altında bir Ortaçağ beyliğinden Yeniçağ imparatorluğuna evriliyordu. Kırım’ın kısa sürede Osmanlı İmparatorluğu’na tâbiliği kabul edişi, Altınordu’dan devraldığı Ortaçağdan kalma kabile aristokrasisine dayalı yönetim yapısını değiştirmese de, kendine özgü bir denge yarattı. Kabilelerin talepleriyle İstanbul’daki merkezi devletin taleplerini ve Rusya başta olmak üzere rakip devletlerin tehditlerini dengeleme becerisi, hanların başarısında ve hanlığın bekâsında esas belirleyiciydi. Yeniçağ’ın başlarında kurulan ve sonlarında tarihe karışan bu hanlığın tarihi, Orta ve Doğu Avrupa’daki iktidar mücadeleleriyle iç içe örülüdür. Kırım’ın rakip hanlıklarla mücadelesi, bu hanlıkların yüz yıl içinde tarihe karışmasıyla yerini Rusya, Lehistan ve Habsburglarla süren çok daha zorlu ve uzun bir mücadeleye bırakmıştır. Halil İnalcık akademik hayatı boyunca Kırım üzerine yaptığı araştırmaları gözden geçirerek derlediği bu kitapta, hanlığın ileride yazılacak bir genel tarihinin omurgasını kuruyor. Orta Avrupa’daki Habsburg-Osmanlı, Doğu Avrupa’daki Leh-Osmanlı-Rus ve Kuzey’deki Rus-Osmanlı rekabetinin görünenden çok daha karmaşık, değişken ve çok aktörlü olduğunu gözler önüne sererken, İstanbul Bahçesaray ittifakının bu bölgelerdeki kilit niteliğini tarihî olaylar üzerinden anlatıyor. Kırım tarihine dair kısıtlı kaynakları ve araştırmaları eleştirel yaklaşımla okuyarak tarih yazmanın yollarını gösteriyor.