1669 yılında Fransa Kralı XIV. Louis, sarayda yapılacak kutlamalar için eğlenceli bir oyun ister. Müzikleri, İtalyan asıllı ünlü Fransız bestecisi Jean-Baptiste Lully; oyunu ise Moliere yazacaktır. Ancak sipariş edilen oyunun özel bir amacı vardır. 1669’da Padişah IV. Mehmet, Fransa’ya elçi gönderir. 5 Aralık günü elçi Hoşsohbet Nüktedan Süleyman Ağa şerefine muhteşem bir kabul töreni hazırlanır. Oysa Süleyman Ağa, Fransız sarayının ihtişamlarına dudak büküp geçer. İşte bu ilgisizliğin intikamını almak için ya maliye müfettişi ve devlet bakanı Colbert’in ya da bizzat XIV. Louis’nin Moliere’e gülünç bir Türk balesi sipariş ettiği sanılır. Uzun bir süre doğu ülkelerinde yaşamış ve söz konusu kabul töreninde Osmanlı elçisine tercümanlık etmiş şövalye Laurent d’Avieux, yardımcı olmak üzere Molière ve Lully’ye katılır. Laurent d’Arvieux oyundaki hayali Türkçe ile müftünün konuştuğu Frank dilinin yaratılmasına, Türk merasimindeki dansların ve Türk kıyafetlerinin yapılmasına yardımcı olur. Söz konusu gülünç bale, Molière’in elinde gittikçe zekâ dolu bir "töre komedisi"ne dönüşür. Bu yüzden ilk üç perde tipik Molière taşlamasıyken son iki perde kralın özel isteği ile tuluata dönmüştür.