Bu kitabı on yıl sonra korkarak, naftalin kokmasından çekinerek yeniden elime aldığımda, şaşırarak farkettim ki, kendi söylediklerimden çok, söyleşiyi yapan kişiler mütevazı imzalarından çıkıp gözümün önüne geldiler. Ne kadar farklı yüzler ve seslerin bana eşlik ettiğini, bu yolculukta beni yalnız bırakmadığını düşündüm, mutlu oldum. Yeniden onlarla sanal alanda konuşmaya başladım. Özlemişim sohbetlerini, beni sorguya çekmelerini. Hepsi kendi alanında bir yol çizmiş, yazılarında mesleklerinde ilerlemiş, yaşamlarını bilgiyle sanatla doldurmuş. Her birinin sureti meğer kalbimin fotoğraf karelerine düşmüş. Söyleşi aracılığıyla bu kişilerle aramda bir bağ kurulmuş zaman içinde, yollarımız her zaman kesişmese de. Onların hayatını, bugün durdukları yeri düşünürken Türkiye’nin tarih seyrini görebiliyorum. Her biri farklı meslek dillerinden, zeminlerden konuşarak bir desen ortaya çıkarmaktalar. Türkiye’nin desenini oluşturan temaları söyleşmişiz. Beraberce açık toplumun zenginleştirici, yaratıcı keyfini çıkarmaktaymışız. Kutsalın vazettiği mahrem ile modernliğin özendirdiği saydamlık ilkelerinin kutuplaştırdığı kadar birbirine düşman olmadığını, insanın ikisini de ihtiyacı olduğunu yaşamışız. Bazen toplumsal kavga gürültü ve şamatanın üstünü örtmesine, devlet hoyratlığının inkar çabalarına, çıkar düzeninin cehaletine rağmen Türkiye zıtlıkların, farklı kültürlerin, çoklu kimliklerin bilincine varmaya, onlara kıymet vermeye başlamış. Bugünden bakınca Türkiye batı-dışı modernlik desenini çoktan çıkarmış meğerse. -Nilüfer Göle-

Benzer Kitaplar