Hayy’dan gelip Hu’ya giderken Hüseyin... Kum taneleri secde ediyor, çöl ağlıyordu... Hz. Peygamber’in biricik torunu, Hz. Ali’nin oğlu, ‘Cennet gençlerinin efendisi’ soruyordu: “Birinizin canına kıydım da mı, beni öldürmek istiyorsunuz. İçinizden birinin kanını mı akıttım. Bir kimsenin malını mı gasp ettim? Evet ne yaptım, söyleyin! Suçum nedir benim?” ‘Din’lemedi Yezid’in askerleri! Anladı ki Hüseyin, Kerbela, onun ve yanında saf tutmuş yetmiş iki yiğidin yeryüzündeki son durağı! Kerbela, ölümle kıyılmış gönüllü nikâhtır. Dua niyetine Muhammedi bir feryattır. Mazlumun yanında zalime karşı direnişin şahikası, Allah’a verilmiş sözün yerine getirilmesidir. Ölü taklidi yapmamaktır cellâda… Aşk’a Belâ’nın şehitlikle onurlandırılmasıdır. Cennet’in sırrıdır... Bir bardak su içen herkesin hatırlaması gereken bir sır!