Mevcut Durum'dan memnuniyete gark olmadıysak, ondan çıkmanın yollarını arıyor olmalıyız. Çıkış için kalkış noktası başka yerde değil, kendimizdedir: Mevcut Durum'da bize dayatılan yüzeysel dünya görüşü ile tekdüze hayat tarzını kendimizden ve/veya dünya ile ilişkimizden hareketle sorgulamalıyız. Mesela içsel/düşünsel bir yolculuğu göze almalıyız bu uğurda. Ama biliyoruz ki düşünce daha ziyade hayat olayları münasebetiyle harekete geçer. İş başa düşmelidir ki baş düşünebilsin! Bu bakımdan hayatımızdaki kırılma ya da bükülme anları muharrik unsuru oluşturabilir, bir yolculuğu başlatabilir. Aşkın olanla teması beraberinde getirebilen ve bizi "başka türlü olan"a uyandırabilen bu tip fevkaladeliklerin ya da istisnailiklerin kıymetini bilmeliyiz öyleyse.