Yas, duygusal olarak bağlandığımız, bizim için önemli bir şeyi (gençlik, iş vb.) ya da özellikle birini kaybetmemiz (ölüm) öncesinde ya da sonrasında gösterdiğimiz çok yönlü bir tepkidir. Kayıp sonrasında duygusal tepkiler öne çıksa da yas fiziksel, bilişsel, davranışsal, sosyal, kültürel ve felsefi boyutları da içeren çok yönlü bir süreçtir. Kayıplara bağlı olarak yaşanan kederin bir göstergesi olarak kaybettiklerimize ağlamak, kayıplarımız hakkında konuşmak yas tutmanın normal ve doğal bir parçasıdır. Buna karşın, ağlamanın olmaması, aynı zamanda koruyucu doğal ve sağlıklı bir reaksiyon da olabilir veya esneklik belirtisi olarak da görülebilir. Ağlamak ya da kültürel herhangi bir davranış için içsel veya dışsal bir baskıya maruz kalmak yas sürecini karmaşıklaştırır ya da yası erteleyebilir. Kayıp yaşayan biriyle konuşmak; söylenmesi veya yapılması gerekeni belirlemek çoğumuza zor gelir. Ne yapacağımızı, ne söyleyeceğimizi bilemeyiz. Söylenecek ya da yapılacak her şeyin kayıp karşısında anlamını yitirdiğini, kişiye bir yardımı olmayacağını düşünürüz. Yas tepkilerinin kültürel ve kişiye özgü olması da verilecek tepkileri belirlemede önemli zorluklar sunmaktadır. Özellikle psikolojik destek sunmada uzmanlaşmış profesyonellerin, kayıp yaşayan bireylere yardım etmede özel becerilere sahip olmaları gerekmektedir. Elinizdeki bu kitap, kayıplarına uyum göstermeleri konusunda danışanlara yardım edebilmeleri için danışmanlara kayıp ve yas danışmanlığı alanına yönelik çok özel beceri ve stratejiler sunmaktadır.

Benzer Kitaplar