Sanat olarak, öznellik ve metafizik nispeten özgünlük olarak materyalizmde yer edinmiş ise de, materyalizm nesnel olarak soruna tam cevap olmak istemişti. Ekonomi, nesnel temel olarak başlattı. Kimi çatlaklar varsa da bu çatlakları derinleştirmek inananların işi değildi. Ezilenler sınıf olarak dolaylı bir biçimde altyapıdan üstyapıya nesnel bir takviye yapmışlardı. Ekonomi ve sanatın orantılı gelişimi veya ekonomideki iyi hal arttıkça ezilenin dolaylı katkısı fazla olmuştu. Ezilen sömürüldükçe sanat da bu orantıda gelişim sağlamış, toplumlar tarihindeki sanat bu parametrede yol almıştı. Nesnel bakmanın getirdiği ekonomik sömürünün kenarında, göbek bağı ile üstyapıya bağlı olup kalbi olan sanatçıyı şartlardan dolayı sisteme hizmet etmiş olarak görmek materyalizmin sanat ve sanatçıya olan yaklaşımıydı. Sınıflar tarihinin nesnel koşulları değişse aslında bu sanatçılar toplumcu olacaktı. Sanatçı manevi yön olarak duygu bazında sistemle ayrışıyordu. Onların gözyaşları vardı. Maddi yönden ayakları pranga ile bağlı onlar da kaçınılmaz olarak değişecekti. Maddi üretimle paralel değişen sanatçıda ve sanatta her çağa ait değişiklikler yaşanmıştı. Köle ve feodal dönem sanatçısı ile en son burjuvanın peruklu ve lüleli adamı bu maddi çelişkiden dolayı hep zorlanmıştı.