Bir zamanlar hayatlarının parçası olarak gördükleri, yaşanan onca şey arasında sadece anlar, birkaç mekan, birkaç da epizod önemliydi. Geri kalanlar ise, hayatın dolgu malzemesiydi, aynen uzun bir yola götürülen sandığa, içindeki önemli şeyin kırılmasını engellemek için tıkıştırılan talaş gibi. İşte Katalin Sokağı sakinleri bu gerçeğin farkına vardılar. Ve unutulmasın ki, ölürler ve hayatta olanlar arasındaki fark da sadece nicelikseldir ve bunun da fazla bir önemi yoktur. Her insanın ömrü boyunca payına, ölürken çığlığında ismini haykırabileceği sadece bir kişi düşer. diyor Kapı'nın (YKY, 2007) yazarı Madga Szabo. Katalin Sokağı, Budapeşte'de savaş öncesinde aynı sokakta yaşayan birbirleriyle bağlantılı üç ailenin hikayesi. Bu komşular grubunun küçük cenneti Nazilerin hoyratça müdahalesiyle ebediyen sarsılır. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktır. 1930'lardan başlayarak Macaristan için hiç de kolay olmayan 40 yılı kapsayan romanda Katalin Sokağı, kayıp cennetin ve mutlu çocukluğun simgesi olarak merkezi konumdadır. 

Benzer Kitaplar