Bir karşılaşma nasıl gerçek bir karşılaşma olur? Birbirimizin gözlerinin içine çekinmeden bakabildiğimizde mi? Böylelikle o güne değin yok saydığımızı, 'Var' ettiğimizde mi? Canımızın sıkılmasını veya can sıkmayı, gülmeyi ya da ağlamayı, ortak mazimize her yönüyle sahip çıkıp, en nihayetinde taş değil, insan olduğumuzu hatırladığımızda mı gerçekten karşılaşmış oluruz? Uzun yıllar yok saydığımızı, ne olur da görmeye başlarız birden? Ödüllü yazar Markar Esayan, Karşılaşma'da sadece Ermenileri değil, tüm Anadolu halklarını derinden sarsan bir dönemi 'sıradan' insanların ağzından aktarıyor. Kendi hikayelerine sahip çıkan 'küçük' insanların 'büyük' siyasetlere nasıl direnebildiklerini masalsı bir dille anlatıyor. 'Tarih'in o çelik kapısını aralayarak, içinde hepimizin yer bulduğu maziyi, bizim mazimizi keşfediyor.